Merhaba temettü emekliliği yolunda ilerleyen dostlarım, her daim ekonomi konuşurken araya hayatla ilgili paylaşımlar da serpiştirmeye çalışıyorum. Bugün de çalışma hayatımdan kısa süreli de olsa kaçarak ziyaret ettiğim Çanakkale gezi deneyimimi ve gitmeyi planlayanların akıllarına takılan Çanakkale’de nereler gezilir, Çanakkale’ye nasıl gidilir ve Çanakkale’de yapılacak şeyler sorularını yanıtlamaya çalışacağım.
Çanakkale Gezisi ve Şehitlik Ziyareti |
Marmara ve Ege Denizlerinin birleştiği noktada yer alan Çanakkale, MÖ 3000 yılına dayanan tarihi, milli parkları, Truva ve Assos gibi antik şehirleri, müzeleri ve tatil beldeleri ile her yıl yüz binlerce turisti ağırlıyor. Bu sene ben de uzun zamandır yapmak istediğim Çanakkale gezimi yapabilme imkanı buldum.
Çanakkale'ye Nasıl Gidilir?
İster yakın şehirlerden, isterseniz uzak diyarlardan gelin, bir çok alternatif rota mevcut. İster hava, ister deniz, isterseniz de kara yolu ile Çanakkale'ye ulaşabilirsiniz.
Kara yolu ile gelmek isteyenler için;
- İstanbul'dan gelecek olanlar için;
- İstanbul Anadolu Yakası’ndan Çanakkale’ye gitmek istiyorsanız; İzmit > Yalova > Bursa > Karacabey > Bandırma > Biga > Lapseki rotasını takip etmeniz gerekiyor. İstanbul'dan Çanakkale'ye yolculuğunuz yaklaşık yedi saat sürüyor.
- İstanbul Avrupa Yakası’ndan Çanakkale’ye gitmek istiyorsanız; Tekirdağ yönünü takip ederken > Gelibolu > Eceabat yönüne sapmanız gerekiyor. Eceabat'tan arabalı feribotla ya da 1915 Çanakkale Köprüsü vasıtası ile Çanakkale merkezine geçebilirsiniz. İstanbul'dan Çanakkale'ye yolculuğunuz yaklaşık beş saat sürüyor.
- İzmir'den gelecek olanlar için; Menemen > Aliağa > Dikili > Ayvalık > Edremit > Akçay > Altınoluk > Ayvacık > Ezine rotasını takip etmeniz gerekiyor. İzmir'den Çanakkale'ye yolculuğunuz yaklaşık beş saat sürüyor.
- Ankara'dan gelecek olanlar için; Eskişehir > Bozüyük > İnegöl > Bursa > Karacabey > Bandırma > Biga > Lapseki rotasını takip etmeniz gerekiyor. Ankara'dan Çanakkale'ye yolculuğunuz yaklaşık dokuz saat sürüyor.
Kısaca Çanakkale Hakkında
Kısa Bilgilendirme Sonrasında Gezi Başlasın
Troya Antik Kenti ve Müzesi
Truva Antik Kenti |
Truva Antik Kenti Savunma Duvarları |
Truva Müzesi |
- 2020 Yılı Avrupa Yılın Müzesi Özel Takdir Ödülü,
- 2020/2021 Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü,
- Atraction Star Awards En Başarılı Müze,
- Ulusal Mimarlık Ödülü,
- Avrupa Yılın Müzesi Özel Takdir Ödülü,
- Homeros Bilim Sanat ve Kültür Ödülleri,
- Avrupa Müze Akademisi Özel Ödülü.
Behramkale Köyü (Assos)
Çanakkale Kordon Boyu
Çanakkale Kordon |
Truva (Troy) Filminde Kullanılan Orjinal Truva Atı Modeli |
Matbaa Sokak ve Barları
Bizim Oralarda Buna Mexico Diyorlar |
Çanakkale Deniz Müzesi
Aynalı Çarşı
Aynalı Çarşı |
Peynir Helvasını En Güzel Yapan Yer Kadir Usta
Peynir Helvası |
Aynalı Çarşının yakınlarında bir çok peynir helvası yapan mekan bulunsa da Çanakkalelilerden öğrendiğim kadarı ile en lezzetli yapan yer Kadir Usta. İster kilo kilo paket yaptırın, isterseniz mekanda tadına bakın. self servis hizmet veren bu mekana da uğramayı unutmayın.
Gelibolu Yarımadası Milli Parkı
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer. Mehmet Akif Ersoy
Gece kaldığımız Güven Otelde (gerçekten çalışanların ilgisinden memnun kaldık, okuyorlarsa teşekkür ederiz) Şehitliği ziyaret etmek istediğimizi belirtiğimizde tur şirketlerinin otelden alıp turdan sonra otele bıraktıklarından bahsettiler. Kişi başı 225 TL ödeyerek katıldığımız Hellespont Turizm şirketine ait minibüs ile sabah saat 09.00'da otelimizden alınıp kent meydanında yer alan iskelede diğer otellerden gelen katılımcılar ile buluştuk. Şirket yetkilileri isim isim sayarak katılımcıları gruplara ayırıp rehberlere dağıttıktan sonra arabalı vapura yaya olarak bindik ve Eceabat'a geçtik. Eceabat'ta ise tur otobüsüne binerek tura başladık.
Turda sırası ile Çanakkale Boğazının en dar yeri olan Kilitbahir Köyünü (Kilit -ül –Bahr, denizin kilidi) ziyaret ettik. 1452 yılında planlanan Bizans kuşatmasına yardıma gelmesi muhtemel deniz kuvvetlerini engellemek için Fatih Sultan Mehmet tarafından inşa ettirilen ve 1541 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından restore ettirilen Kilitbahir Kalesini otobüs içerisinden gördükten sonra Namazgah Tabyasına doğru yola çıktık. Pandemi dönemine kadar topluca namazların kılındığı tabyada şu an için toplu şibadetler halen yasak olsa da Çanakkaleliler tekrardan eski günlere dönmeyi dört gözle bekliyorlar.
Gelibolu |
Namazgah Tabyasından sonra yolculuğumuz gene hepimizin tarih derslerinden tanıdığı Seyit Onbaşının anıtı ve Mecidiye Tabyası oldu. Çanakkale Deniz savaşları sırasında müttefik donanması tarafından bombalandıktan sonra vinci ağır hasar gören topa mermiyi süren Seyit Onbaşı, İngiliz donanmasının en güçlü gemisi olan HMS Ocean'ı vurmuş, hasar gören gemi sürüklenmeye başlayarak mayınlara çarpmış ve batmıştı. Seyit Onbaşının yaptığı bu hareket savaşın kaderini değiştirmişti.
Bu arada tarihsel bir not olarak belirtmem lazım ki, bazı kayıtlarda 276 kg olarak geçen top mermisi aslında 215 kg ağırlığında olup Osmanlı döneminde Almanya ile olan ağırlık birimi farkından dolayı, sehven 215 kg olan merminin ağırlığı 215 okka (yaklaşık 276 kg) olarak kayıtlara geçmiştir. Yani Koca Seyit 215 kg ağırlığındaki top mermisini namluya sürerek savaşın kaderini değiştirmiştir.
Mecidiye Tabyasını ziyaret ettikten sonra Soğanlı Dere Sahra Hastanesini ziyaret ederek ziyaretimize devam ediyoruz. Savaş sırasında bir çok yaralının tedavi olduğu ve hayatını kaybederek şehadet şerbeti içtiği sahra hastanesinde yukarıdan bakıldığında ay yıldız şeklinde bir anıt yer alıyor. Soğanlı Dere Sahra Hastanesini ziyaret ettikten sonra yolculuğumuz Şahindere Şehitliği ve 1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi ile devam ediyor.
1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi |
Alçıtepe'de kurulu olan 1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi, gerçek anlamda savaş döneminde yaşananları anlatabilmek için realistik silikon mankenler ve bir kısmı o dönemde kullanılmış tıbbi eşyaları ziyaretçileri ile buluşturuyor. Müzeyi ziyaret ederken girişte bir makineli tüfek yuvası, sonrasında çayhane ve ameliyat yerini geçtikten sonra taş bina içerisinde dönemi yansıtan canlandırmaları görebilirsiniz.
Çanakkale Şehitleri Abidesi |
1915 Hilal-i Ahmer Hastane Sergisi sonrasında Morto Koyu Hisarlık Tepe üzerinde inşa edilmiş olan Şehitler Abidesi'ni ziyaret ediyoruz. 1940lı yıllarda yapımına başlanan ve 1960 yılında ziyarete açılan anıt savaşta kaybettiğimiz 253.000 mehmetçiğimizin anısını yaşatmak için inşa edilmiş. Abideyi ziyaret ederken yanında yer alan Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı, Türk Bahçesi, Mehmetçik Anıtı, Meçhul Asker Kabri, Yaralı Asker Anıtı ve Türk Şehitliğini de ziyaret ettik.
Meçhul Askerin Mezarı |
Alanda yer alan Meçhul Asker mezarı üzücü bir hikayeye sahip. Avustralya'nın Kuzey Victoria Eyaletinde eski bir ANZAC askeri vefat etmeden önce torunlarına bir Türk askerine ait kafatasını mumyalayarak yanında getirdiğini, kendisinin vefatından sonra gerekenin yapılmasını vasiyet etmiş. ANZAC askerinin ölümünden sonra derin üzüntü duyan torunları Melbourne Türk Toplumu üyeleri ile iletişime geçerek kafatasını Türk Hükümetine teslim etmişler ve şehidimiz de yıllar sonra vatanına geri dönerek silah arkadaşlarının yattığı topraklara defnedilmiş. Olayın ortaya çıkması ile Avustralya Federal Gazi İşleri Bakanı Danna Vale, Türk Milletinden özür diledi.
Seddülbahir Köyü Müzesi |
Müze bir vakıfa ait ve giriş için cüzi bir ücret talep ediliyor. Ayrıca iki katlı olan müzenin alt katında hediyelik eşya ve köyde üretilen sabun gibi ürünler de bulunuyor.
57. Alay Şehitliği ve Conkbayırı |
Sonrasında ise sırası ile Yahya Çavuş Şehitliği ve Ertuğrul Koyu, Kanlı Sırt, 57. Alay Şehitliği ve Conk Bayırını ziyaret ettikten sonra tekrar Eceabat İskelesine gelerek Gestaş Feribotları ile Çanakkale şehir merkezine geçerek turumuzu sonlandırıyoruz.
Çanakkale Boğazı |
Her ne kadar bloguma uğramayacağını düşünsem de tur rehberimiz Gönül Karadeniz hanıma ailecek tekrar teşekkür etmek isteriz.
Zaman kısıtlamamız nedeni ile Şehitlik ziyaretimizden sonra Çanakkale'den ayrılmak zorunda kaldık. Umarım başka bir yazımızda Gökçeada ve Bozcaada gezilerimi de sizlerle paylaşırım. Şimdilik kalın sağlıcakla.